Melek Grupları ve Meleklerin Vazifeleri

Melekler başlıca 3 grupta toplanabilir:

1. İlliyyûn – Mukarrebûn melekleri,

2. Müdebbirât melekleri,

3. İnsanla alâkalı melekler…

* İlliyyûn – Mukarrebûn Melekleri:  Bunlar her an Cenâb-ı Hakk’ı zikirle, O’nu noksan sıfatlardan tenzihle ve her türlü kemâl vasıflarıyla takdîsle meşguldürler. Allah’ın mârifeti ve muhabbeti içinde kendilerinden geçmiş haldedirler.

*Müdebbirât Melekleri:  Bunlar kâinatı idare eden, düzenini, nizam ve intizamını te’min eden İlâhî Kanunları tatbik ile vazifeli meleklerdir. âlemde, Allah’ın irâde ve kudretinin tecellilerine nezaretçi ve seyirci durumundadırlar.

* İnsanla İlgili Melekler:  Bu meleklerin başında Cebrâil (as) gelir. Vazifesi, İlâhî vahyi peygamberlere ulaştırmaktır. Bu sebeble, ona Vahiy meleği de denir. İnsanla alâkalı meleklerin diğer bir görevi de, Allah’ın Peygamberlerine ve salih kullarına kuvvet vermek, sıkıntılı ve üzüntülü zamanlarında onları teselli etmek, mâneviyatlarını yükseltmek, gerekirse fiilen yardım yapmaktır. Asr-ı Saâdette cereyan eden Bedir, Uhud ve Huneyn harblerinde meleklerin mü’minlere fiilen yardım ettiklerini Kur’an bize haber vermektedir. İnsanla alâkalı meleklerin bir başka görevi de, insanlara iyi ve hayırlı şeyleri telkin etmek, böylece onların doğru yola girmelerini, ruhen yükselmelerini sağlamaktır. Bu kısma giren meleklerden bâzılarının özel vazifeleri vardır:

* Hafaza Melekleri:  Her insanda hafaza adlı iki melek vardır. Bunlar insanların iyi-kötü her türlü hareketlerini, söz ve davranışlarını yazarlar. Kur’an’da bu meleklere Kirâmen Kâtibîn ismi verilir.

* Münker – Nekir Melekleri:  Öldükten sonra insanı kabirde sorguya çeken, “Rabbin kim, dînin ne, peygamberin kim?” gibi sualleri soran meleklerdir.

* Azrâil (as): İnsanların ruhlarını kabzetmek, bedenlerden çekip almak ile vazifelidir. Melekü’l-Mevt, yani, ölüm meleği adı da verilir.

* Mîkâil (as): Rızıkları sahiplerine ulaştırmak ve yağmur, rüzgâr gibi tabiat hâdiselerini Allah’ın irâdesine göre düzenlemekle meşgul melektir.

* İsrâfil (as):  Sûr adı verilen boruyu öttürüp kıyâmetin kopuş zamanını ilân ile vazifeli melektir. İsrâfil (as) kıyâmetin kopup kâinatın yıkılmasından ve bütün canlıların ölümünden sonra, Sûr’a ikinci bir defa daha üfleyecek, bu üfleyişle insanlar dirilerek kabirlerinden kalkacak, Mahşer meydanında toplanacaklardır.

Mehmet Dikmen

Melekler Kur’an-ı Kerim Okurlar Mı Yoksa Sadece Dinlerler Mi?

Hadis kaynaklarında diğer meleklerin Kur’an okuduklarına dair bir bilgiye rastlayamadık. Ancak, diğer zikirleri dinledikleri gibi, Kur’an’ı da dinlerler ve okuyanlara dua ederler.

“Arşı taşıyanlar ve onun etrafında bulunan melekler, hamd ile Rablerini tesbih edip O’na iman ederler ve müminler için şöyle mağfiret diler ve dua ederler.: “Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde, tevbe edenlerin ve yoluna uyanların günahlarını bağışla ve onları cehennem azabından koru! Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve nesillerinden sâlih olanları kendilerine vâd ettiğin “Adn” cennetlerine koy. Şüphesiz ki Sen, her şeye gâlipsin, hüküm ve hikmet sahibisin” (Mümin, 40/7-8).

Bu ayetlerde, kulluklarını yerine getiren müminler için, meleklerin dua ettikleri bildirilmektedir. Kulluk vecibelerinin başında Kur’an okumak gelir. Demek ki, onu da dinlerler.

Aşağıdaki hadis de meleklerin Kur’an’ı dinlediklerini görmek mümkündür:

Hz. Bera anlatıyor: “Bir adam, yanında iki iple bağlı olan atı olduğu halde, Kehf suresini okumuş, bir bulut gittikçe yaklaşarak onu kuşatıvermiş ve bundan ötürü at ürkmeye başlamıştır. Sabahleyin bu olayı Hz. Peygamber(a.s.m)’e anlattı. Efendimiz: “O bir sekinedir, Kur’an sebebiyle inmişti” (Buharî, Fadailu’l-Kur’an,11; Müslim, Musafirin, 240). Bu hadiste “sekine” olarak ifade edilen husus, Bakara suresinin okunmasıyla ilgili diğer bir hadiste “melekler” olarak ifade edilmiştir(bk. Buharî, Fadailu’l-Kur’an, 15).

Hadisteki sekine konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan tercih edilen görüş, İmam Nevevî’nin ifade ettiği gibi, Kur’an okunurken, inen Sekineden maksat,  içinde rahmet, sükunet, vakar bulunan ve bir bulut görüntüsünü veren bir mahluktur ki, beraberinde melekler vardır(bk. Nevevî, İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi).

Kadın Evde Başörtüsüz Durursa Eve Melekler Girmez Mi?

Bazı hadislerde “köpek ve kutsal sayılan resim ve heykelin bulunduğu evlere meleklerin girmeyeceği” ifade edilmiştir. Bir hadiste de, Hz. Aişe namahreme göre açık  iken, Cebrail gelince Peygamberimiz’in ona örtünmesini söylediği zikredilmiştir. Bu son hadisi bütün meleklere ve bütün insanlara genellemek doğru değildir. Âyetleri ve hadisleri bir arada değerlendiren ve yorumlayan âlimler (fıkıhçılar, tefsirciler, hadis açıklayıcıları) kadınların kimlere karşı nerelerini açacakları ve nerelerini kapatacakları konusunda açık seçik bilgiler vermişlerdir. Buna göre bir kadının evinin içinde veya başka yerde yalnızca kocasına karşı açamayacağı bir yeri yoktur. Kocası dışında kalan bir kısım yakın akrabasının yanında da başını, kollarını, dizlerine kadar bacaklarını, gerdanını, göksünü açması caizdir. “Caiz” demek (hükmü), “mekruh değil” de demektir. Eğer genel olarak melekler avret yerlerinin açılmasından rahatsız olsalardı ve bu yüzden de açılmaması Şâri tarafından istenseydi, bunu bildiren âyet ve hadis olsaydı yukarıdaki “caiz” hükmü verilmezdi.

Hayrettin Karaman

Melekler, Kişilerin İyilik ve Kötülüğe Niyet Ettiğini Anlayabilir Mi?

Hz. Süfyan bin Uyeyne’ye: “Bir insan, bir işi yapmaya niyet eder, sonra yapmazsa, o kimse o ameli işlemediği halde, Kirâmen Kâtibîn melekleri nasıl yazarlar?” diye sordular. Cevaben buyurdu ki: “İnsanın iyiliğini ve kötülüğünü yazan melekler gaybı bilmezler. Lâkin güzel ve hayırlı bir amel yapmayı kalbinden geçirince, kişiden misk gibi güzel kokular yayılır. Melekler bu kokuyu aldıkları zaman o kimsenin iyilik yapmaya niyet ettiğini anlarlar. Kötülük yapmağa niyet ettiğinde de, kişiden rahatsız edici bir koku yayılır. Bu kötü kokudan melekler o kimsenin kötülük yapmaya niyet ettiğini anlarlar. Güzel amel işlemeğe niyet edince, kul yapmasa da melekler o niyeti yazarlar. Kötülüğe niyet edince ise, o kötülüğü yapmadıkça yazmazlar. Bu, Allah Teâlâ’nın kuluna fazl ve ihsanındandır.”